Kadıköy Bizimkiler Apartmanı Travesti Notları

“Bizimkiler”, Türk televizyon tarihinin önemli sitcomlarından biridir ve 1989-2002 yılları arasında yayınlanmıştır. Dizinin konusu, İstanbul’un bir mahallesinde yaşayan ve farklı sosyal sınıflardan gelen insanların günlük yaşamlarını, komik ve sıcak bir dille anlatmaktadır. İşte “Bizimkiler” dizisinin ana hatları:

 

  • Mahalle Hayatı: Dizi, İstanbul’da bir apartman dairesinde yaşayan insanların hayatını konu alır. Dizideki karakterler, farklı meslek gruplarından ve sosyal statülerden gelir, ancak hepsi aynı apartmanda yaşarlar.
  • Karakterler: Dizinin başlıca karakterleri arasında; apartman görevlisi Şevket Usta, onun eşi Neriman, apartman sakinlerinden Halit Bey, eşi Ayla Hanım, öğrenci Cemil, gazeteci Yavuz ve daha birçok renkli kişilik bulunur. Her karakterin kendine has kişilik özellikleri ve yaşam hikayeleri vardır.
  • Temaslar: Dizi, komşuluk ilişkileri, aile dinamikleri, komik yanlış anlaşılmalar ve günlük hayatta karşılaşılan küçük büyük sorunlar üzerinden ilerler. Nostaljik bir havası vardır ve Türk toplumunun değişen sosyal yapısını yansıtır.
  • Kültürel Önemi: “Bizimkiler”, Türkiye’de sitcom türünün popüler olmasında öncü olmuş ve uzun soluklu yayın hayatı boyunca büyük bir izleyici kitlesi kazanmıştır. Dizi, Türk aile yapısını, komşuluk ilişkilerini ve dönemin sosyal normlarını mizahi bir dille ele alarak, kültürel bir fenomen haline gelmiştir.

 

Bu dizi, izleyicileri kahkahaya boğarken, aynı zamanda onlara ayna tutarak, toplumsal eleştirilerde de bulunmuştur.

Kadıköy’deki Bizimkiler Apartmanı’nı ilk gördüğümde, açıkçası buranın bu kadar bana hitap edebileceğini düşünmemiştim. Hani insan bazı yerlerde kendini “ait” hisseder ya, işte tam olarak öyle bir duyguyla kapladım. Apartmanın eski ama nostaljik bir havası var. Her bir taşında sanki başka bir hikaye gizlenmiş gibi.

İlk taşındığım gün, komşularla tanışma heyecanı içindeydim. Doğrusunu söylemek gerekirse, biraz çekinmiştim. “Travesti olduğumu hemen anlarlar mı?” ya da “Beni yargılarlar mı?” gibi sorular kafamda dönüp duruyordu. Ama sonra düşündüm, “Burası Kadıköy, özgürlüğün ve çeşitliliğin başkenti gibi bir yer. Belki de beni en çok burası anlayabilir,” dedim kendi kendime.

Apartmanın kapıcısı Hüseyin abiyle ilk tanışmam, hayatımın en garip anlarından biriydi. Bir yandan valizimi taşıyordu, diğer yandan “Ablam hoş geldin, burada bir ihtiyacın olursa beni ara,” deyip tatlı bir gülümseme verdi. Sanki ne olduğumu anlamış gibiydi ama bunu bir mesele yapmamıştı. O an dedim ki, “Tamam, burası doğru yer.”

Bizimkiler Apartmanı’nın bir diğer güzelliği de mahalle kültürünü hala yaşatıyor olması. Sabahları penceremi açıp komşuların kahve içerken sohbet ettiğini görmek, beni çocukluk günlerime götürüyor. Bir keresinde alt kattaki Hatice teyze, “Kız gel şu böreği bir tat, senin fikrini merak ediyorum,” diyerek bana tabakla börek yolladı. O an düşündüm, belki de burada kim olduğum değil, nasıl bir insan olduğum önemliydi.

Tabii ki her şey güllük gülistanlık değil. Geçenlerde apartmanın asansöründe bir komşuyla karşılaştım, adı sanırım Ayhan Bey’di. Hani insanın suratına bir şey söylemez ama gözleriyle her şeyi anlatır ya, işte tam öyle baktı. Ama o an kendime bir söz verdim: “Ben kim olduğumdan utanmayacağım. Çünkü ben böyleyim ve burası da benim evim.”

Kadıköy ve Bizimkiler Apartmanı bana hem özgürlüğü hem de insan olmanın anlamını öğretti diyebilirim. Belki herkes benim hikayemi anlamaz ama burada yaşamaya devam ettikçe, her gün birilerine kendimi anlatmak için yeni bir fırsat buluyorum. Ve bu, her şeye değer.

Bizimkiler dizisini hatırladığımda çocukluğum gözümde canlanır hep. Küçükken ailece televizyonun karşısına geçip izlediğimiz o pazar akşamları, benim için dünyanın en güzel anıları arasında. Ama şunu itiraf edeyim, o zamanlar diziyi pek anlamazdım. Hatta bazen sıkıldığım olurdu ama babaannem öyle bir dalardı ki ekrana, “Şimdi sus, Bekir konuşuyor!” diye bağırırdı. Sanki gerçek insanlar izliyormuş gibi ciddiye alırdı.

Taşındığım Bizimkiler Apartmanı’nda bu diziyi hatırlamam ise bir başka tesadüfün eseri oldu. İlk taşındığım gün asansörde apartmanın eski sakinlerinden biriyle karşılaştım. Adını unuttum ama yaşlı bir amcaydı. Bir yandan bastonuyla dengesini sağlamaya çalışıyor, bir yandan bana dönüp, “Kızım burası biraz şeydir, tıpkı Bizimkiler dizisi gibi,” dedi. O an öylece kalakaldım. Hem ne demek istediğini anlamadım hem de o eski dizinin hala akıllarda olması beni çok şaşırttı.

Sonra düşünmeye başladım. Hakikaten de bu apartmanda bir Bizimkiler havası var. Alt katta oturan Hatice teyze, resmen Sabri Bey’in dişi versiyonu. Sürekli bir şeylerden şikayet ediyor, ama içten içe herkesi çok seviyor. Yan komşum Sibel abla ise adeta diziye konuk oyuncu olarak gelmiş gibi. Kafasında bigudilerle kapı önünde çay içerken apartmandan geçen herkesin dedikodusunu yapıyor. “Kız dün gelen çiçeği gördün mü? Ay ne kadar güzel. Ama kime geldi acaba?” diye sürekli bir merak içinde.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir