Travestilerin Kadıköy’de Haziran Günleri Nasıl Geçiyor?

Haziran geldiğinde Kadıköy başka bir hâl alır. Moda’da rüzgar biraz daha tatlı eser, sokak çalgıcılarının sesine martıların kahkahası karışır. Bu semtin çok yönlü ruhu sadece kafelerde oturan gençlerde, kitapçılarda vakit geçiren entelektüellerde değil; aynı zamanda görünmeyen ama varlığını hissettiren hayatlarda da gizlidir. Mesela travestilerde.

Kadıköy, İstanbul’un en çok nefes aldıran yerlerinden biri olsa da, herkes için eşit kolaylıkta değildir hayat. Haziran’ın sıcaklığı her ne kadar üzerimize güneş gibi düşse de, bazıları için o güneş zaman zaman yakıcıdır. Travestiler için mesela…

Gün Işığında Sessiz Bir Hayat
Sabahları Kadıköy’ün ara sokaklarında sessizce yürüyen bir travestiyi fark etmeyebilirsin. Elinde poşetiyle marketten dönerken sana gülümseyebilir. Gözlerinin içine bakarsan, orada koca bir hayat görürsün. Belki de sabaha kadar çalışmış, şimdi evine dönüyordur. Belki de bir dostuna uğrayacak, iki çay içip biraz dertleşecek.

Kadıköy’deki Haziran sabahları onlar için bazen uyanış, bazen ise kaçıştır. Gözlerden uzak, yargılardan arınmış bir an yakalamaya çalışırlar. Çünkü hâlâ bazı bakışlar acıtır, hâlâ bazı kelimeler yara açar.

Moda’da Hele Bir Mola

Öğleye doğru Moda sahilinde yürüyen, elinde soğuk kahvesiyle bankta oturan bir travestiyle karşılaşırsan, yanına oturmaktan çekinme. Çünkü belki de günlerdir kimseyle bir kelime bile konuşmamıştır. Belki de sadece normal biri gibi davranılmak istiyordur. Bir selam, bir gülümseme… O kadar basit şeyler bazen insanın içini nasıl da ısıtır, tahmin bile edemezsin.

Haziran günlerinde Kadıköy, sahilde oturan bu kadınlara hem huzur hem huzursuzluk verir. Özgür olduklarını hissettikleri kadar, korunmasız da hissederler. Çünkü herkesin özgürlük tanımı aynı değildir.

Geceye Doğru
Güneş batmaya başladığında, Kadıköy’ün yüzü biraz daha değişir. Kaldırımlarda daha fazla adım, sokak lambalarının altında daha fazla gölge belirir. Travestiler için gece, hem iş hem de yalnızlık demektir. Haziran geceleri daha sıcaktır, evet, ama herkesin kalbi o kadar sıcak değildir.

Kimi zaman bir müşteri gelir, kimi zaman gelmez. Bazen bir dostla sokak arasında hızlıca sarılıp ayrılırlar. Bazen ise hiç konuşmadan bir gecenin geçmesini beklerler. Çünkü her gün aynı değildir, her gece aynı güveni vermez.

Haziran’da Bir Umut

Ama yine de Kadıköy travestiler için sadece zorluk değil, aynı zamanda umuttur. Çünkü burada hâlâ selam veren insanlar var. Hâlâ birlikte bir kahve içmek isteyen samimi yürekler var. Her Haziran bir önceki yıldan biraz daha iyi geçsin diye dua eden, umutla bekleyen insanlar var.

Belki bir gün, o Haziran sabahında yanlarından geçerken sen de bir gülümseme bırakırsın. Belki de bir gün onlar da sadece “insan” olarak görülür.

“Sabahları en çok sessizliği seviyorum.”
– Aslı, 32 yaşında

Sabah 9 gibi Moda Sahili’nde buluştuk Aslı’yla. Siyah tişörtü ve gözlüğüyle oldukça sade görünüyordu. İlk sorumuzu, Haziran sabahlarını nasıl geçirdiği üzerine sorduk.

“Erken uyanmayı seviyorum. Geceden kalma bir yorgunluk oluyor ama sabah Moda sahilinde yürümek iyi geliyor. İnsanlar çok dikkat etmiyor o saatlerde. Rahat olabiliyorum. Sessizlik bana huzur veriyor.”

Aslı’nın sesi yumuşak ama kararlıydı. “Kimseyle göz göze gelmeden yürümeyi öğrendim yıllar içinde. Haziran ayı sıcak ama dışarısı daha anlayışlı değil. Ne kadar renkli olursa olsun, herkesin yeri değil bu sokaklar.”

“Gözlerin altında anlam aramak yorucu.”
– Melis, 28 yaşında

Bir kafede oturuyoruz Melis’le. Siyah ojeleri yeni sürülmüş. Yan masada iki genç göz ucuyla bize bakıyor ama Melis hiç aldırmıyor.

“Ben alıştım artık. Ama bu, her gün kolay geçiyor demek değil. Haziran aylarında insanlar dışarı fırlıyor, biz de dışarıda oluyoruz ama hep biraz daha görünmez olarak. Bir banka oturuyorum, hemen biri gelip rahatsız edebiliyor. Ya da bazen sadece susup bir soğuk kahve içmek istiyorum. Ama sürekli etiketleniyoruz. Gözlerin altında anlam arıyorlar. Bırakın sadece insan olalım.”

Melis’in bakışları denize dönük. Birkaç saniye sessizlik oluyor, sonra ekliyor: “Yine de Kadıköy, diğer semtlere göre daha anlayışlı. Yargılayan var ama dinleyen de var. O yüzden buradayız.”

“Gece çalışmak, bazen sadece karanlıkta saklanmak demek.”
– Selin, 35 yaşında

Selin’le akşam 10 gibi buluşuyoruz. Geceleri çalıştığını söylüyor ama ayrıntıya girmiyor. Daha çok hislerinden söz ediyor.

“Haziran geceleri sıcak oluyor ama sokak daha tehlikeli. Geceleri çalışmak, çoğu kişi için para demek. Bizim için bazen sadece karanlıkta görünmemek demek. Çünkü gündüz bazı bakışlar tahammül edilmez hale geliyor.”

Bir an durup etrafına bakıyor. “Ama Kadıköy’ü de seviyorum. Çünkü burada bazen biri geliyor, sadece ‘Nasılsın?’ diye soruyor. O bile büyük şey bizim için.”

“Her Haziran daha güzel geçsin istiyoruz.”
– Röportaj Sonu

Bu röportaj, üç farklı kadının sesiyle Kadıköy’ün Haziran günlerine küçük bir pencere açtı. Onların ortak noktası, sadece yaşamak istiyor olmaları. Ne fazla, ne eksik.

Biraz anlayış, biraz saygı ve çokça eşitlik arzusu.
Ve belki de en çok ihtiyaç duydukları şey: Göz göze gelindiğinde insan gibi bakılması.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir