Travestiler Kadıköy’de Kışa Hazırlanıyor mu? Gelin Bakalım

Moda’nın rüzgârı artık serin esiyor, kafenin camları buğulanmaya başlamış. Yazın sokaklarını renklendiren Kadıköy sakinleri, yavaş yavaş kışa hazırlanıyor. Ama bu haberde söz, genelde hikâyeleri duyulmayan bir grupta: Kadıköy’ün travesti kadınlarında.

Soğuyan Havalar, Isınan Sohbetler

Röportaj için gittiğimiz Moda Caddesi’nde, kahvesini elinden düşürmeyen Sema gülümsüyor:

“Bizim için kış biraz zordur, ama hazırlığımız her zamanki gibi renkli. Yazın açık giyiniriz, kışın da kendi tarzımızdan ödün vermeyiz. Palto da giyeriz, ama altına yine topuklu giyeriz.”

Sema’nın kahkahası, yan masada oturanların ilgisini çekiyor. Kadıköy’ün özgür atmosferinde bu sahne kimseyi rahatsız etmiyor; çünkü burada herkes kendince bir hikâyenin içinde.

Moda’da Gardıroplar Değişiyor

Kış yaklaşırken, vitrinlerde kalın kabanlar, uzun atkılar belirmiş. Asya, Bahariye’deki küçük bir butik çalışanı:

“Her sene aynı telaş. Yeni yıl öncesi herkes kendine bir şeyler alır. Bizim camiamızda da durum farklı değil. Parlak taytlar gider, deri ceketler gelir. Renk değişir ama gösteriş bitmez,” diyor.

Asya’ya göre travesti camiası, kış aylarında bile kendi stilinden vazgeçmeyen bir topluluk:

“Soğukla değil, bakışlarla mücadele ediyoruz asıl. O yüzden görünür olmak bizim için cesaret göstergesi.”

Kadıköy Ruhunu Korumak

Mahalle esnafı da bu renkli topluluğun varlığına alışkın. Kuaförler, vintage dükkanları, makyaj atölyeleri kış öncesi hareketlenmiş durumda. Bir berber esprili biçimde söylüyor:

“Kış gelmeden saç rengi değişir, çünkü herkesin ruh hali değişir. Moda’nın havası bile insanı dönüştürür.”

Belediye tarafında ise kış hazırlıkları hızla devam ediyor; kaldırımlar yenileniyor, ışıklar tamir ediliyor. Travesti kadınlar için bu, hem güvenli hem de sosyal bir ortamın devamı anlamına geliyor. Çünkü Kadıköy onlar için sadece bir semt değil, bir nefes alanı.

“Biz de Bu Şehrin Parçasıyız”

Geceye doğru Kalamış’a inen rüzgâr serinliyor. Nursena, montunun yakasını kaldırıp ciddiyetle söylüyor:

“Kış gelsin, biz zaten alışığız. Her mevsim aynı mücadele. Sadece hava değil, insanlar da soğuyabiliyor bazen. Ama yine de buradayız. Kadıköy bizim evimiz.”

2025 Son Söz: Rüzgâr Soğusa da Umut Sıcak

Kışın gelişi Kadıköy’de sadece havanın değil, hikâyelerin de değiştiği zaman demek. Travesti kadınlar için ise bu mevsim, yine direnç, yine görünürlük anlamına geliyor.
Her kahve buğusunda, her vitrin ışığında onların da bir izi var: soğukla değil, hayatla mücadele eden sıcak bir yürek.

Kadıköy’de Kış, Biraz Rüzgâr, Biraz Cesaret

Röportaj: Elif Arslan
Yer: Moda, Kadıköy – Ekim 2025

Kadıköy sonbaharı…
Rüzgâr denizden serin esiyor, kahve kokusu ara sokaklara yayılmış. Bahariye’den yürüyüp Moda’ya iniyorum; renkli saçlı insanlar, kahkahalar, müzik… Ama bugün başka bir hikâyenin peşindeyim: “Travestiler kışa nasıl hazırlanıyor?” sorusunun belki de hiç sorulmamış, ama hissedilen yanıtını bulmak için.

Köşedeki kafede oturuyorlar. Sema ve Nursena, Kadıköy’ün simalarından. Sema kırmızı montuyla göz alıyor, Nursena’nın sesinde ise yorgun ama kararlı bir ton var. Söyleşi kahkahalarla başlıyor.

– Kış kapıda. Nasıl hazırlanıyorsunuz bu mevsime, hem moda hem ruh olarak?

Sema:
Ben her sene aynı heyecanla hazırlanırım. Yazın özgürlük gibiydi ama kış başka bir şıklık ister. Paltoyu giyerim, ama altına topukludan vazgeçmem. Kadıköy’de yürürken rüzgâr bile stilimi bozamaz. (gülüyor)
Ama işin duygusal tarafı da var; havalar soğuyunca insan biraz içine çekiliyor. O yüzden arkadaş çevresi çok önemli, yalnız kalmamak lazım.

– Kadıköy bu anlamda nasıl bir yer sizce?

Nursena:
Bence İstanbul’un nefes aldıran semti. Burada kimse sana “neden böylesin” diye sormuyor, en azından çoğu sormuyor. İnsanlar merak ediyor, ama saygı da gösteriyor.
Kışın bile dışarı çıkınca birkaç tanıdık görürsün, “gel kahve içelim” der. İşte o sıcaklık insanın içini ısıtıyor zaten.

– Peki soğuyan hava, sizi dışarıda görünür olmaktan alıkoyuyor mu?

Sema:
Asla! Biz zaten yıllardır görünmez ol diye baskı gören insanlarız. Kış da bizi saklayamaz. Kat kat giyiniriz, ama rengimiz yine ortadadır.
Bazen insanlar bakıyor, “üşümüyor musun?” diyor. Ben de diyorum ki, “alıştım soğuğa, ama ilgisizliğe değil.”

– Moda Caddesi’nde her yıl bu mevsim bir hareketlilik olur. Sizin için burası ne ifade ediyor?

Nursena:
Benim için ikinci ev. Yazın deniz kıyısında, kışın kafelerde… Burada kendin olabiliyorsun. Sokak müzisyenleri, ressamlar, öğrenciler, biz… Hepsi aynı karenin içinde.
Moda, kimsenin kimseye “fazla” gelmediği bir yer. O yüzden biz burayı seviyoruz. Kış da gelse, soğuk da olsa, burada insan sıcak kalabiliyor.

– Kış planları neler?

Sema:
Biraz çalışacağım, biraz üretmeye devam edeceğim. Belki makyaj videolarına geri dönerim. Biliyorsun, takipçiler “Sema ne zaman dönecek?” diye soruyor. (gülüyor)
Bir de arkadaşlarla “Kışa Merhaba” partisi yapacağız. Küçük, samimi, evde. Herkes kendi yaptığı tatlıyı getiriyor. İçeride müzik, dışarıda yağmur… Daha ne ister insan?

– Son olarak, Kadıköy’de kış deyince aklınıza ne geliyor?

Nursena:
Bir elin kahve kupasında, diğer elin cesarette olduğu bir mevsim.
Çünkü soğuk gelir, ama biz hep sıcak kalırız.
Bir de Moda sahilinde denize bakmak… Hava buz gibi ama içimde hep aynı düşünce: “Ne olursa olsun, buradayım.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir