Bir sabah kalkıp markete gitmek, apartmandan çıkarken “bugün yine kim ne diyecek?” diye düşünmemek, gece sokakta yürürken tedirgin olmamak… Bunlar sana sıradan geliyor olabilir ama İstanbul’un Beylikdüzü ve Kartal semtlerinde yaşayan birçok travesti birey için hâlâ birer hayal.
Bu şehirde herkesin bir hikayesi var. Ama bazı hikâyeler daha sessiz. Çünkü dinleyen az. Travesti bireyler, görünmeden yaşamanın yollarını ararken aslında bize çok şey anlatıyorlar – yeter ki duymayı isteyelim.
Beylikdüzü’nde Görünmeden Yaşamak
Beylikdüzü son yıllarda gelişen, yenilenen bir semt. Yeni binalar, geniş caddeler, kafeler, alışveriş merkezleri… Ama bazen ne kadar modern görünürse görünsün bir yer, insanların bakışları o kadar da değişmemiş olabiliyor. Burada yaşayan travesti bireyler çoğu zaman “sessiz kalmak” zorunda hissediyor. Çünkü susarsan, belki sorun yaşamazsın. Belki kapı komşun sana kötü bakmaz, belki ev sahibi kirayı artırmaz…
Ama insan sürekli görünmez olmaya çalışarak ne kadar var olabilir?
Kartal’da Biraz Daha Nefes Almak
Kartal tarafında ise biraz daha rahat bir ortam hissediliyor. Belki daha alışılmış bir şehir hayatı, belki daha karma yapılar olduğu için insanlar birbirini daha az yargılıyor. Ama bu da her şeyin yolunda olduğu anlamına gelmiyor. Kiralık ev bulmak, iş başvurusu yapmak, hastaneye gitmek gibi gündelik şeyler bile, bir travesti birey için defalarca düşünülmesi gereken adımlar hâline gelebiliyor.
Çünkü sorun çoğu zaman sistemde değil, sistemin içinde yaşayan insanlarda.
Aslında Mesele Çok Basit
Travesti olmak bir tercih değil. Ama saygı göstermek bir tercih. O yüzden mesele çok da karmaşık değil. Birlikte yaşadığımız insanlara bakışımız, yaklaşımımız, dilimiz; onların hayatlarını ya kolaylaştırıyor ya da daha da zorlaştırıyor.
Beylikdüzü’nde de olsan, Kartal’da da… Mahallede yürüyen bir travesti bireyin senden korkmadan geçmesi, senin onu yargılamadan görmenle mümkün.
Küçük Şeyler Değil Bunlar
Biri sana apartman toplantısında “buraya uygun değil” dediğinde ne hissederdin? Ya da ev ararken sırf dış görünüşünden dolayı onlarca kez reddedilseydin? İşte travesti bireyler bunları yaşıyor. Her gün. Her yerde.
Bu yüzden biraz daha empati, biraz daha anlayış çok şeyi değiştirir. Gerçekten.
Travesti hakları dediğimiz şey; özel bir ayrıcalık istemek değil. Sadece temel haklara herkes kadar sahip olmak demek. Yaşamak, barınmak, çalışmak, güvende hissetmek…
İstanbul büyük bir şehir. Beylikdüzü de, Kartal da bu şehrin parçaları. Ve o parçaların içinde herkesin kendine ait bir yeri olmalı. Sessiz kalmadan, saklanmadan, korkmadan.
Hep birlikte daha adil, daha yumuşak, daha insanca bir şehirde yaşamak mümkün. Gerçekten mümkün.
İstanbul’un iki ayrı ucu… Biri Kartal, biri Beylikdüzü. Farklı dünyalar, ama benzer mücadeleler. Bu yazıda iki travesti bireyin hikâyesine yer veriyoruz. Onlar sadece yaşamak istiyor; bazen görünmeden, bazen görünerek. Ama hep saygıyla…
“Ev sahibim kim olduğumu öğrendiğinde telefonlarıma çıkmadı.”
Röportaj: Elif (34) – Beylikdüzü
– Beylikdüzü’nde yaşam nasıl senin için?
Açıkçası sessiz. Hem iyi anlamda hem kötü. Komşularla çok bir diyaloğum yok. Biraz “bilmemezlikten gelme” hali var. Bu, bir yanıyla beni koruyor gibi ama öte yandan yok sayılmak da ağır bir şey.
– Ev bulmakta zorlandın mı?
Hem de nasıl! Telefonda bir sorun yok. Sesim yumuşak, nazik konuşuyorum. Ama görüşmeye gidince yüz ifadesi bir anda değişiyor insanların. Bir defasında tam sözleşmeyi imzalayacakken, kimliğimi görünce vazgeçti ev sahibi. Sonra da ‘kararımı değiştirdim’ deyip telefonlarıma çıkmadı.
– Peki şu anki ev durumun nasıl?
Şu an ev sahibim kim olduğumu bilmiyor, en azından açık açık konuşmadık. Komşularla mesafem var. Sessiz kalırsam sorun çıkmıyor. Ama bu bir çözüm mü, bilmiyorum.
“Kartal’da biraz daha özgür hissediyorum ama sokak her yerde aynı.”
Röportaj: Mert (38) – Kartal
– Kartal’da hayat nasıl geçiyor senin için?
Bence Anadolu Yakası biraz daha rahat. İnsanlar her şeye alışık gibi. Birlikte yaşama kültürü biraz daha gelişmiş. Ama gene de geceleri dışarı çıkarken dikkatliyim. Her yerde olabileceği gibi burada da laf atan, sarkan, hatta saldırgan olan insanlar var.
– Çalışma hayatında sorun yaşıyor musun?
Yaşıyorum. Açık kimlikli olduğun zaman işler çok zorlaşıyor. Ben freelance çalışıyorum artık. Bir ofis ortamına girsem, ilk günler sorun yok ama sonra bir şekilde konu ‘sen tam olarak nesin?’ noktasına geliyor. Bir anda dışlanıyorsun. İnanır mısın, çay içmeye bile çağırmıyorlar sonra.
– Ne hayal ediyorsun?
Çok büyük bir şey değil aslında. Normal olmak istiyorum. Ne eksik ne fazla. Ev ararken normal, çalışırken normal, sokakta yürürken normal karşılanmak istiyorum. Bu kadar basit.