Şişli’de Travesti Şıklığı Zarifliğin ve Seksi Duruşun Yeri

Şişli’yi bilirsin… Alışveriş merkezleriyle, kalabalık caddeleriyle tanınır genelde. Ama orası sadece AVM’lerden ibaret değil. O sokaklarda bambaşka hayatlar var. İç içe geçmiş, bazen çarpışan, bazen sessizce yan yana akan hayatlar. İşte bu hayatların içinde bir grup var ki, onları gördüğünde dönüp bir daha bakmamak zor: Şişli’nin travesti topluluğu. Hem tarzlarıyla, hem duruşlarıyla sokaklara başka bir ruh katıyorlar.

Zariflik Bir Tercih Değil, Bir Tutum

Şişli sokaklarında yürürken gözünüzden kaçması imkânsız olan şey, çoğu zaman bir yüksek topuk sesi, bir parfüm izi ya da rüzgârda dalgalanan gösterişli bir elbisedir. Ama bu sadece bir görüntüden ibaret değil; bu duruşun ardında ciddi bir özgüven, incelikli bir zevk ve çoğu zaman toplumun dayattığı zorluklara inatla gösterilen bir direniş var.

Travesti bireyler, Şişli’de sadece var olmakla kalmıyor, aynı zamanda moda diliyle varlıklarını kutluyorlar. Parlak kumaşlar, iddialı makyajlar ya da sade ama çarpıcı detaylarla dolu kombinler; hepsi birer mesaj gibi:
“Ben buradayım ve kendim olmaktan utanmıyorum.”

Şıklık Kadar Seksi de Olabilmek

Seksi olmak, basit bir kıyafet tercihiyle değil, bir bakış, bir yürüyüş, bir tavırla ortaya çıkar. Şişli’de bazı anlar vardır; örneğin metrobüs durağında beklerken gözünüz ilişir: ince çizgili bir blazer ceket, altına diz hizasında bir etek ve o duruş…
Bir reklam panosu kadar etkileyici.

Bu tarzların ardındaki insanlar, çoğu zaman her sabah aynaya bakarken “nasıl seksi görünürüm” diye değil, “nasıl kendi gibi olurum” diye düşünür. Ve çoğu zaman bu doğallık, izleyene iliklerine kadar bir çekicilik olarak yansır.

Şıklık ve Kimlik Arasında İnce Bir Bağ
Şişli travestilerinin şıklığı sadece estetik değil, aynı zamanda kimliklerini sahiplendikleri bir araç. Bazen yüksek modayı andıran dokunuşlarla, bazen sokak stilinin rahatlığıyla kendilerini ifade ediyorlar.
Ama ne giyerlerse giysinler, taşıdıkları en güçlü parça her zaman şu oluyor: kendilerine duydukları saygı.

Bakmayı Bilene Çok Şey Söylerler
Şişli’de yürürken gözünüze çarpan o “fazla iddialı” sandığınız bir travesti, belki de en çok cesaret ettiğinizde olmak istediğiniz kişidir: özgür, stil sahibi, kendine güvenen ve istediği gibi yaşamayı bilen biri.

Unutma, bazen bir kırmızı ruj, sadece makyaj değil; bir başkaldırıdır.
Ve Şişli’de, bu başkaldırı hem zarif hem seksi olabilir.

Geçen gün Şişli’deydim. Hava hafif rüzgârlı, ama sokaklar her zamanki gibi canlıydı. Caddede yürürken gözüm karşı kaldırımdan geçen birine takıldı. Uzun siyah bir kaban, içinden sarkan payetli bir elbise… Yüksek topuklarının sesi kalabalığın uğultusunu delip geçiyordu. İster istemez bakakaldım. Çünkü orada sadece bir şıklık değil, bir duruş vardı. Kendine güvenen, ne istediğini bilen biri gibi yürüyordu. Ve evet, o bir travestiydi.

Şunu açıkça söylemek gerekiyor: Şişli’de travestiler sadece görünmüyor, sahne alıyor adeta. Ama bu bir gösteriş değil. Bu, “ben buradayım ve kendim olmaktan utanmıyorum” demenin en şık hali. Şehirde çok az yerde, bu kadar cesur, bu kadar zarif bir ifade görebiliyorsun.

Bir kafeye oturdum, çayımı söyledim. Tam karşı masaya o az önceki kadın oturdu. Bir an göz göze geldik, hafif gülümsedi. İçimden “Keşke tanışma cesaretim olsa” dedim. Ama belki de o sadece sessizce var olmak istiyordu. Zaten o duruş her şeyi anlatıyordu.

Şunu fark ettim: Şişli’deki travesti bireylerin çoğu sadece giyinmiyor, kendini giyiyor. Kombinlerindeki renk seçimleri, saçlarındaki detaylar, yürüyüşleri… Her şey bir kimliğin dışavurumu. Seksi olmayı utanılacak bir şey gibi değil, hayatın doğal bir parçası gibi yaşıyorlar. Ne abartılı, ne gizli. Olduğu gibi, kendine has bir çekicilikle.

Biraz daha dikkatli bakınca şu çok net anlaşılıyor: Bu kadınlar yıllardır sadece güzelleşmeye değil, görünmeye çalışıyorlar. Şıklıkları bir tercihten çok bir isyan gibi. Kimsenin onlara alan açmadığı yerlerde, kendilerine bir sahne yaratıyorlar. Ve bunu yaparken öyle zarifler ki, ister istemez etkileniyorsun.

O gün, o sokakta yürürken kendimi garip şekilde hafiflemiş hissettim. Çünkü birilerini yargılamadan, sadece varoluşlarına tanık olmak bile insanın içini açıyor. Belki de şıklık tam olarak budur. Kendin olmak ve bunu cesurca göstermek. Şişli’de, travestiler bunu çok iyi başarıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir