Peki Şişli’de travesti olmak ne demek? Bu sorunun tek bir cevabı yok. Her bireyin deneyimi farklı ama ortak noktalar da var: görünür olmanın bedeli, yaşanan küçük zaferler ve bazen sessiz kalınan acılar…
Gündüz ve Gece: Farklı İki Şişli
Gündüz saatlerinde Şişli, ofis çalışanlarının koşturmacasıyla dolup taşar. O kalabalığın içinde bir travesti birey yürürken, bazı bakışlar hâlâ rahatsız edicidir. Ama gariptir, kalabalığın içinde kaybolmak da bazen koruyucu bir kalkandır. İnsanlar kendi hayatına o kadar dalmıştır ki, kimse kimseyle fazla ilgilenmez.
Ama gece olduğunda işler biraz değişir. Özellikle ara sokaklarda, bakışlar uzar, fısıltılar çoğalır. “Geceyle birlikte dikkat artıyor. Ne giydiğin, nasıl yürüdüğün, hatta nasıl baktığın bile mesele oluyor,” diyor 32 yaşındaki Elif. Yıllardır Şişli’de yaşıyor ve hâlâ geceleri bazı sokaklardan geçerken tetikte yürüyor.
Sosyal Alanlar ve Görünürlük
Şişli aslında birçok travesti birey için İstanbul’un diğer semtlerine kıyasla biraz daha “rahat” sayılabilecek bir yer. Özellikle Harbiye, Kurtuluş ve Nişantaşı çevresinde daha açık bir kabul duygusu hissedilebiliyor. Bazı kafeler, barlar ve mekânlar LGBT+ dostu olduğunu doğrudan söylemese de, davranışlarıyla bunu belli ediyor.
Ama bu alanlar sınırlı. Çünkü görünürlük, hâlâ cesaret istiyor. Özellikle yeni taşınan ya da ailesinden destek almayan bireyler için ilk dönemler çok zor geçebiliyor. “Buraya taşındığımda özgür hissedeceğimi sanmıştım, ama aslında şehir seni sınamaya devam ediyor,” diyor Aycan. “Kimliğinle yaşamak, bazen her gün küçük bir savaşa çıkmak gibi.”
Komşuluk ve Apartman Hayatı
Birçok kişi için apartman ilişkileri sıradandır. Ama travesti bireyler için bu ilişkiler ya huzur kaynağıdır ya da sürekli bir gerginlik unsuru. Bazı apartman yöneticileri ve komşular anlayışlı, bazıları ise sürekli göz hapsinde tutar gibi davranır.
“Komşularımdan bazıları yıllardır selam bile vermez. Ama aynı apartmanda oturuyoruz,” diyor Selin. “Beni hâlâ ‘geçici biri’ gibi görüyorlar.” Ancak bazı binalarda bu önyargılar zamanla kırılabiliyor. İnsan tanıdıkça kabullenmeye başlıyor. Bu da zamanla kurulan bir bağ ve çaba gerektiriyor.
Toplu Taşıma ve Sokakta Yürümek
Şişli’de toplu taşıma sık kullanılır. Metro, metrobüs, otobüs… Her gün binlerce insan aynı taşıtlarda. Ancak travesti bireyler için bu alanlar da zaman zaman rahatsız edici hale gelebiliyor. Bir bakış, bir kahkaha, arkadan fısıldaşmalar…
“Bir keresinde metrobüste insanlar arkamdan fotoğraf çekmeye çalıştı. Tepki gösterince ‘şaka yaptık’ dediler. O an hem korktum hem utandım. En kötüsü, yalnızdım,” diyor Dilan. Bu yalnızlık hissi, birçok travesti bireyin üzerinde ortak bir gölge gibi duruyor.
Küçük Zaferler, Sessiz Dayanışmalar
Yine de her şey gri değil. Şişli’de travesti bireyler arasında bir dayanışma var. Sessiz ama güçlü bir bağ. Bir bakışla anlaşılan, bir mesajla destek olan, bir “yanındayım” ile güç veren…
Bazen aynı semtte yaşayanlar birbirine kafe öneriyor, bazen bir güvenli güzergah paylaşılıyor. Bunlar küçük şeyler gibi görünse de, hayatta kalmak ve iyi hissetmek için çok kıymetli.
Şişli’de Travesti Olmak Ne Demek?
Şişli’de travesti olmak, bazen kendini saklamak zorunda kalmak, bazen ise hiç tanımadığın biriyle göz göze gelip başını dik tutmak demek. Bazen güvensiz bir sokakta yürümek, bazen de bir kafede kahveni rahatça içebilmek demek.
Her şeyin içinde biraz cesaret, biraz yalnızlık ve çokça umut var. Çünkü Şişli, tüm eksiklerine rağmen, hâlâ birçok kişi için “nefes alınabilen” nadir yerlerden biri. Ve bazen, bu bile başlı başına bir direnç biçimi.