Şişli’nin dar sokaklarında yankılanan hikâyeler, bir zamanlar İstanbul’un modernleşme sürecinin şahidi olan bu ilçenin ruhunu taşır. Bu söyleşimizde, Şişli’nin tarihine bir başka pencereden bakacağız. Şişli’nin kendine özgü atmosferini ve tarihini, bu bölgede yaşayan ve toplumsal değişimlerin merkezinde yer alan bir isimden dinleyeceğiz: Trans Dide. Kendisi, hem bir Şişli sakini hem de LGBT+ topluluğunun önemli bir sesi olarak, bölgenin geçmişine ve bugününe dair derin bir birikime sahip.
“Şişli’nin Dünü ve Bugünü”
Soru: Dide, Şişli’de uzun yıllar yaşamış biri olarak, bu semtin tarihsel dönüşümü hakkında ne düşünüyorsun?
Dide: Şişli benim için sadece bir semt değil, bir yaşam tarzı. Bu sokaklar, bir zamanlar İstanbul’un kozmopolit yapısının kalbini oluşturuyordu. Cumhuriyet’in ilk yıllarında burası, entelektüellerin, sanatçıların ve politikacıların buluşma noktasıydı. Ancak zamanla, bu büyülü atmosfer biraz soldu. Yine de Şişli, her zaman çeşitliliğiyle ön planda oldu. Bugün bile buradaki binaların yaşanmışlıklarını hissetmek mümkün. Her apartman, her köşe başı bir hikâye anlatıyor.
“Şişli’nin Gizli Kahramanları”
Soru: Peki, Şişli’nin tarihine damga vuran olaylar ya da insanlar arasında seni en çok etkileyen neler oldu?
Dide: Birçok kişi fark etmese de, burada yaşayan LGBT+ bireyler Şişli’nin modernleşmesinde önemli bir role sahipti. 1980’lerde ve 90’larda Osmanbey’den Taksim’e uzanan bu hat, LGBT+ topluluğunun sosyal ve kültürel faaliyetlerinin merkezlerinden biriydi. Tabii ki bu kolay olmadı; o yıllarda birçok zorlukla karşılaştık. Ama Şişli’nin bize sunduğu hoşgörü ve dayanışma, bu mücadelelerin temel taşıydı.
“Şişli’deki Mimari ve Sanat”
Soru: Şişli’nin mimari yapısı ve sanatsal dokusu hakkında ne söyleyebilirsin?
Dide: Ah, Şişli’nin mimarisi gerçekten büyüleyici! Eski apartmanlar, Art Deco tarzında inşa edilmiş yapılar ve ara sokaklardaki küçük pasajlar, Şişli’nin geçmişine ışık tutuyor. Ayrıca, burada hâlâ aktif olan tiyatrolar ve sanat galerileri, bu semtin sanatsal kimliğini korumasını sağlıyor. Bu atmosfer beni her zaman büyülemiştir. Şişli’nin sokaklarında dolaşırken, sadece taş binaları değil, onların içindeki duyguları da hissediyorsunuz.
“Gelecek İçin Hayaller”
Soru: Şişli’nin geleceği için hayallerin neler?
Dide: Şişli’nin geçmişteki o kültürel ve sosyal çeşitliliğini koruyarak, modern bir merkez olmasını hayal ediyorum. Daha fazla yeşil alan, toplumsal farkındalık projeleri ve LGBT+ topluluğuna yönelik destek mekanizmaları görmek isterim. Çünkü Şişli, çeşitlilikten güç alan bir semt. Eğer bu çeşitliliği koruyabilirsek, Şişli’nin ruhu asla kaybolmaz.
Şişli’nin Derinliklerine Yolculuk Dide’nin gözünden Şişli’nin tarihine bakmak, bu semtin geçmişini, bugününü ve geleceğini anlamak için eşsiz bir deneyim oldu. Şişli, sadece bir semt değil; tarihin, kültürün ve dayanışmanın harmanlandığı bir yaşam merkezi. Ve bu yaşam merkezinin gerçek hikâyelerini anlamak için, sokaklarında bir Dide’nin izlerini aramak yeterli.
“Şişli’nin İnsanları ve Hikâyeleri”
Soru: Şişli’yi bu kadar özel yapan şeyin sadece mimarisi olmadığını söyledin. Peki, buranın insanları ve hikâyeleri hakkında neler anlatabilirsin?
Dide: Şişli’yi anlamak için buradaki insanlarla tanışmanız gerekiyor. Çünkü buranın gerçek ruhu, onların hikâyelerinde saklı. Eski komşularım vardı mesela, yıllardır aynı apartmanda oturdukları halde birbirlerini ilk kez tanıyan insanlar. Şişli’nin o karmaşık dokusunda, herkesin bir şekilde yolu kesişiyor. Bir apartman toplantısında başlayan dostluklar ya da bir sokak kedisine birlikte yardım ederken kurulan bağlar… Şişli, insanları bir araya getirme konusunda sihirli bir güce sahip.
Özellikle LGBT+ topluluğu için Şişli, hem bir yuva hem de bir meydan okuma alanı oldu. Eskiden gece yarısı yürüyüşlerinde kimse kimseye kolay kolay selam veremezdi; korku vardı. Şimdi ise, sokaklarda daha rahat nefes alabiliyoruz. Bu bile Şişli’nin ne kadar dönüştüğünü gösteriyor. Ama ne olursa olsun, bu semtin insanlarının dayanışma ruhu hep aynı kaldı.
“Bir Şişli Akşamı”
Soru: Şişli’deki en sevdiğin zaman dilimi hangisi? Sabahın ilk saatleri mi, yoksa akşamüstü?
Dide: Kesinlikle akşam saatleri! Hele bir de sonbahar akşamlarıysa… Gün batımında Abide-i Hürriyet Parkı’nda oturmak, o hafif serinlikte kahvemi yudumlamak ve çevredeki insanların hikâyelerine kulak vermek beni çok mutlu eder. Şişli’nin caddeleri bu saatlerde bir başka güzel oluyor. Sokak lambalarının ışığı, eski binaların yüzeyine vuruyor ve o tarihi dokuyu daha da belirgin hale getiriyor. Şişli’de bir akşam, her zaman bir melodi gibi akar. Hem neşeli hem de hüzünlü; tam da hayat gibi.
“Şişli’nin Gizli Köşeleri”
Soru: Şişli’nin bilmediğimiz, gizli kalmış bir köşesini paylaşır mısın bizimle?
Dide: Aslında Şişli’nin gizli köşeleri, insanlarının hikâyelerinde saklı. Ama fiziksel olarak bir yer söylemek gerekirse, Osmanbey’in ara sokaklarında unutulmuş bir pasaj var. İçinde çok eski bir terzi atölyesi, birkaç antikacı ve nostaljik bir kafe bulunuyor. Oraya her gittiğimde, kendimi geçmişe ışınlanmış gibi hissediyorum. O atölyeden çıkan kumaş kokusu, antikacıdaki eski plakların sesi ve kahvecideki sohbetler… Bu pasaj, Şişli’nin bir zamanlar nasıl bir yer olduğunu anlamak için bir pencere adeta.
“2025 Son Bir Mesaj”
Soru: Son olarak, bu söyleşiyi okuyanlara ne söylemek istersin?
Dide: Şişli, sadece binaları ya da caddeleriyle değil, geçmişiyle ve insanlarıyla bir bütün. Eğer bir gün yolunuz buraya düşerse, lütfen sokaklarda acele etmeyin. Her köşe başında bir hikâye, her eski binada bir anı bulabilirsiniz. Ve unutmayın, Şişli sadece tarihi bir semt değil, aynı zamanda herkesin kendi hikâyesini yazabileceği bir sahnedir. Bu sahnede rol almak için cesur olun, farklı olun ve bu çeşitliliği kucaklayın. Çünkü Şişli’nin ruhu, sizinle daha da zenginleşecek.
Teşekkürler Dide! Dide’nin Şişli’ye dair anlattıkları, bu semtin ruhunu daha derinlemesine anlamamızı sağladı. Eğer Şişli’yi yeniden keşfetmek isterseniz, onun gözünden bakmayı unutmayın. Çünkü burası, sadece bir semt değil; İstanbul’un kalbinin attığı, zamanın durduğu ve hikâyelerin sonsuza kadar yaşadığı bir yer.
röportajımı yayınladığınız için şkranlarımı sunarım