Kadıköy’de Travesti Lina ile Kısa Bir Gezinti

Kadıköy’ün renkli sokaklarında bir öğleden sonra Lina ile buluştuk. Hem enerjisi hem de kendine has tarzıyla hemen dikkat çeken Lina, bize Kadıköy’ün bilinmeyen köşelerini tanıtırken, kendi hayatına dair de samimi paylaşımlarda bulundu.

Lina, bize Kadıköy’ü neden bu kadar sevdiğini anlatır mısın?
Kadıköy benim için bir özgürlük alanı. İnsanlar burada daha açık fikirli, daha kabul edici. Moda sahili, Sanatkarlar Sokağı, barlar ve kafeler… Her bir köşesinde bir hikaye saklı. Burada nefes alıyorum, kendim olabiliyorum. Özellikle sokak sanatçılarını dinlemek ve antika pazarlarını gezmek en büyük keyfim.

Peki, bugün nereleri gezeceğiz?
Bugün sizinle Moda sahilinde bir yürüyüş yapacağız. Sonra benim favori kafemiz var, orada kahve içeriz. Daha sonra Sanatkarlar Sokağı’ndaki sergilere göz atarız. Ve tabii ki Kadıköy Çarşısı’nda biraz alışveriş yaparız! Ama önce, sahilde martılar eşliğinde biraz denizi izleyelim.

Moda sahiline doğru yürürken Lina, çevresindeki insanlarla selamlaşıyor, gülümsemeler dağıtıyor. Onun enerjisi çevresine yayılan bir ışık gibi. Sahilde biraz oturduktan sonra, favori kafesine geçiyoruz.

Lina, burada oturmayı neden seviyorsun?
Bu kafenin atmosferi çok güzel. Hem sakin hem de çok samimi bir ortamı var. Burada her türden insanı görebilirsiniz; sanatçılar, öğrenciler, yazarlar… Ayrıca kahveleri harika! Genelde burada kitap okur, bazen de günlüğümü yazarım.

Kafede kahvelerimizi yudumlarken, sohbetimiz derinleşiyor. Lina’ya kendi hayatına dair daha fazla soru soruyoruz.

Travesti olmak Kadıköy gibi bir yerde nasıl bir deneyim?
Kadıköy bu anlamda oldukça özgür bir yer. İnsanlar sizi yargılamıyor, hatta destek bile oluyor. Ama tabii ki zorluklar var. Özellikle bazı önyargılar hala devam ediyor. Yine de burada kendimi ifade etmenin, güvenli bir alan bulmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bu yüzden Kadıköy benim için bir yuva gibi.

Sohbetimiz sırasında Lina, Kadıköy’ün sokak kültürüne olan hayranlığını dile getiriyor. Daha sonra çarşıya doğru yürüyüşe çıkıyoruz. Lina, antika dükkanlarından birine girip eski bir kolye inceliyor.

Peki, Kadıköy Çarşısı’nda en sevdiğin şey nedir?
Buradaki enerjiye bayılıyorum. İnsanlar hep hareket halinde, pazarlık yapıyor, alışveriş yapıyor. Burada her köşe başında bir hikaye var gibi hissediyorum. Özellikle sokak lezzetlerini tatmak büyük bir keyif. Midye dolmayı mutlaka denemelisiniz!

Gün sonunda Lina ile Moda sahilinde bir kez daha oturup İstanbul’un eşsiz manzarasını izliyoruz. Bu kısa gezinti, onun enerjisini, hayat görüşünü ve Kadıköy’e olan sevgisini daha iyi anlamamızı sağlıyor.

Lina’nın sözleriyle gezintimizi tamamlıyoruz:
“Hayatın tadını çıkarmak için her anı değerlendirin. Kadıköy gibi bir yer size bunun için sayısız fırsat sunar. Burada her şeyden önce kendinizi bulabilirsiniz. Unutmayın, özgürlük en güzel hislerden biridir.”

Günün ilk ışıkları Kadıköy’ün sokaklarını aydınlatırken, Lina ile buluşuyoruz. Her zamanki zarif tarzıyla ve sıcak gülümsemesiyle bizi karşılayan Lina, enerjisini daha ilk dakikadan hissettiriyor. Bugün onun favori mekanlarını ziyaret ederek Kadıköy’ün renkli dünyasına kısa bir yolculuk yapacağız.

Lina, Kadıköy’ün senin için ne ifade ettiğini anlatır mısın?
Kadıköy benim kaçış noktam. Burada kendimi buldum diyebilirim. Hem özgürce dolaşabiliyor hem de çok farklı insanlarla tanışabiliyorum. Bu sokaklar, kafeler, sahil… Her biri bana hayatın farklı renklerini gösteriyor. Aynı zamanda burası benim için bir topluluk hissi demek; insanlarla bağ kurabileceğiniz bir yer.

Sohbetimiz sırasında Bahariye Caddesi’ne doğru yürümeye başlıyoruz. Cadde boyunca mağazalar, küçük butikler ve sokak sanatçıları Lina’nın favorileri arasında.

Bahariye Caddesi’nde en çok sevdiğin şey ne?
Sokak sanatçıları! Burada her zaman canlı bir müzik ya da yaratıcı bir performans bulabilirsiniz. Ayrıca küçük butiklerde kendinize özgü parçalar bulma şansınız çok yüksek. Her adımda bir hikaye saklı gibi hissediyorum.

Caddenin sonuna geldiğimizde Lina’nın önerisiyle küçük bir sanat galerisini ziyaret ediyoruz. Burada genç sanatçıların eserlerini inceleme fırsatı buluyoruz.

Sanat senin için ne ifade ediyor Lina?
Sanat benim için bir kendini ifade etme biçimi. Renkler, çizgiler, notalar… Bunların hepsi bir duyguya dönüşüyor. Bu galerideki eserler gibi, herkesin anlatacak bir hikayesi var. Benim de hikayemi dans ederek veya yazı yazarak anlatmayı sevdiğim anlar oluyor.

Sanat galerisinden ayrıldıktan sonra Lina bizi Kadıköy Çarşısı’na götürüyor. Hareketli atmosfer, sokak satıcılarının sesleri ve mis gibi yemek kokuları, çarşıyı büyüleyici kılıyor.

Lina, çarşıya gelince mutlaka yaptığın bir şey var mı?
Kesinlikle midye dolma yemeden dönmem! Ayrıca baharatçıları dolaşıp farklı aromalar keşfetmeyi seviyorum. Çarşıdaki esnaflar da çok sıcak kanlı. Burada kendinizi evinizde gibi hissediyorsunuz.

Midye dolmalarımızı afiyetle yedikten sonra Moda sahiline doğru yürümeye başlıyoruz. Günün son ışıklarında sahil ayrı bir güzelliğe bürünüyor. Lina, sahilde bir banka oturup İstanbul manzarasını izlemek için duruyor.

Sence İstanbul’un en büyüleyici yanı nedir?
Bence İstanbul, tüm karmaşasına rağmen bir uyum taşıyor. Boğaz’ın sakinliği ve şehrin enerjisi bir arada. Bu denge beni büyülüyor. Moda sahilinde oturup hem bu hareketliliği hem de dinginliği bir arada hissetmek inanılmaz bir his.

Sohbetimizi tamamlarken Lina, hayatla ilgili şu sözleri paylaşıyor:
“Kadıköy gibi bir yerde yaşamak insana kendini hatırlatıyor. Hayat, çeşitlilikle ve paylaşımla güzel. O yüzden her anı dolu dolu yaşayın ve kendinizi olduğunuz gibi kabul edin.”

Lina ile geçirdiğimiz bu gün, Kadıköy’ün enerjisini ve renklerini daha yakından görmemizi sağladı. Onun rehberliğinde, İstanbul’un özgürlük dolu bir yüzüne tanık olduk.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir