İstanbul’un Sessiz Cenneti Beylikdüzü’nde Travesti

İstanbul’un keşmekeşinden biraz uzaklaşmak, ama hâlâ şehrin içinde kalmak isteyenler için Beylikdüzü adeta bir sığınak. Geniş caddeleri, temiz havası ve modern yaşam alanlarıyla bilinen bu semt, son yıllarda sadece ailelerin değil; farklı yaşam tarzlarını benimseyen, kendine özgü bireylerin de tercihi haline geldi. Beylikdüzü, özellikle travesti bireyler için İstanbul’da görünürlüğün, sakinliğin ve güvenliğin kesiştiği nadir bölgelerden biri olarak öne çıkıyor.

Görünmeden Değil, Göz Kamaştırarak Yaşamak
Travesti bireyler için yaşam yalnızca var olmak değil, aynı zamanda kendi kimliğiyle gurur duymaktır. Beylikdüzü, bu anlamda birçoklarının nefes aldığı bir alan. Buradaki sakinlik, gündelik hayatta karşılaşılan yargılayıcı bakışların gölgelenmesini sağlıyor. Parklarda yürüyüş yapan, kafelerde kahvesini yudumlayan ya da gece hayatının içine renk katan travesti bireyler, burada daha huzurlu bir hayat sürebiliyor.

Egzotik Bir Güzellik: Sessizlik İçindeki Işık

Beylikdüzü’nde travesti olmak, sadece bir kimlik göstergesi değil; aynı zamanda bir yaşam tarzı. Kimileri için egzotik ve cesur bir duruş, kimileri içinse zarif bir özgürlük tanımı. Bu semtte travesti bireyler, kendilerini yeniden keşfetmenin yanı sıra, karşılaştıkları sıcak dostluklarla güç buluyor. Sessizlik bazen görünmezlik anlamına gelse de, Beylikdüzü’nde bu sessizlik huzur ve aidiyet demek.

Geceye Dokunan Renkler
İstanbul’un daha merkezi yerlerinde kalabalık içinde kaybolan sesler, Beylikdüzü gecelerinde yankılanabiliyor. Ev partileri, dost buluşmaları ya da sadece sahilde yürüyüş… Burada travesti bireylerin sosyal hayatı da kendi doğallığında akıyor. Sanki kimse kimsenin kim olduğunu sorgulamıyor. Gözler değil, gülümsemeler konuşuyor.

Sessizliğin Ardında Güçlü Bir Varlık

Beylikdüzü’nün bu sessiz hali, aslında bir duruş. Yalnızca özgürlük değil, aynı zamanda saygı ve kabul de barındırıyor. Travesti bireyler burada bir kenarda kalmıyor, aksine hayatın merkezinde, kendi kimlikleriyle güçlü şekilde var olabiliyorlar.

Öncelikle teşekkür ederim Melis, bizimle hikâyeni paylaştığın için. Beylikdüzü’nde yaşam nasıl senin için?

Melis:
Aslında ilk başta çok kararsızdım. İstanbul’un göbeğinden buraya taşınmak kulağa biraz “kaçış” gibi gelmişti. Ama tam tersi oldu. Beylikdüzü benim için bir başlangıç oldu. Burada kendimi daha güvende, daha huzurlu hissediyorum. Herkes işinde gücünde ve kimse kimseye karışmıyor. Benim için bu bile başlı başına bir özgürlük.

– Beylikdüzü’nde diğer semtlere göre daha mı rahat hissediyorsun kendini?

Melis:
Kesinlikle. Mesela Şişli’de yaşarken sürekli göz hapsindeydim. İyi niyetli bakışlar da vardı ama yargılayanlar daha çoğunluktaydı. Beylikdüzü’nde ise insanlar daha sakin. Belki semtin yapısından, belki de yaşam tarzından… Ama burada kimliğimi her gün hatırlatmak zorunda değilim. Sokağa çıktığımda, makyaj yapmışsam ya da gece elbisesi giymişsem kimse dönüp iki kere bakmıyor. Bu, bana “benim gibi olmanın normal olduğunu” hissettiriyor.

– Komşuluk ilişkilerin nasıl peki? İnsanlar seni nasıl karşılıyor?

Melis:
İnanır mısın, taşındığım ilk hafta üst komşum börek getirdi. “Yeni komşuymuşsun, biz de tanışalım istedik” dedi. İlk başta biraz temkinliydim ama sonra anladım ki insanlar gerçekten içten. Tabii herkes değil ama genel olarak saygı duyuluyorum. Apartmanda sorun yaşamadım. Zamanla mahalle bakkalı bile sabahları “Melis abla kahveni içtin mi?” demeye başladı.

– Sosyal hayatın nasıl burada? Travesti bireyler için bir sosyalleşme alanı var mı?

Melis:
Eskiden merkezi semtlerde gece kulüplerinde sosyalleşirdik ama Beylikdüzü’nde bu biraz daha ev ortamına dönmüş durumda. Ev buluşmaları yapıyoruz, sahil yürüyüşleri, bazen sinema geceleri… Çok samimi bir çevrem var. Buradaki travesti arkadaşlarım da aynı duyguda: daha az gösterişli ama çok daha içten bir sosyal hayat yaşıyoruz.

– Son olarak, İstanbul’da yaşayan diğer travesti bireylere Beylikdüzü’nü önerir misin?

Melis:
Tartışmasız, evet. Herkesin yapısı farklıdır ama eğer huzur arıyorsan, kimliğinle barış içinde yaşamak istiyorsan Beylikdüzü gerçekten güzel bir yer. Güneşin batışını izlerken makyajın değil yüzündeki huzur dikkat çekiyor burada. Ve bence en büyük lüks, bu.

– Çok teşekkür ederim Melis. Senin gibi güçlü ve zarif birini tanımak büyük keyifti.

Melis:
Ben teşekkür ederim. Sesimizi duyurmak bazen bir kişinin cesaretiyle başlıyor. Belki bu röportaj birilerine yalnız olmadıklarını hissettirir. O bile yeter.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir