İstanbul’un En Tutkulu Travesti Hikâyeleri Şişli’den

İstanbul’u bilen bilir, gündüzü ne kadar kalabalık ve koşuşturmayla doluysa, gecesi de o kadar farklıdır. Hele ki Şişli… Burası sadece iş merkezlerinin, alışveriş caddelerinin olduğu bir yer değil. Geceleri sanki başka bir yüzünü gösterir.

Travestilerin hikâyeleri de işte tam bu saatlerde ortaya çıkar. Kimi zaman bir barda içilen bir kadeh içkiden, kimi zaman sokak lambasının altındaki kısa bir sohbetten doğar o anılar. Ve her biri, insana farklı bir şey hissettirir.

Bir dostumun anlattığı bir gece vardı, hâlâ aklımda. Şişli’de küçük bir mekânda otururken yan masada tanıştığı travestiyle sabaha kadar sohbet etmişler. O kahkahaların, o içtenliğin gerçek olduğunu öyle bir vurguluyordu ki… “Hiç yapmacık değildi, inan bana” demişti. Belki de Şişli’nin büyüsü tam olarak bu: gerçeklik ve tutku.

Tabii her şey güllük gülistanlık değil. Hüzünlü hikâyeler de var. Kendi hayatını başka şehirden getirip burada yeniden kurmaya çalışanlar, ailesinden kopmuş ama Şişli’de kendine bir yuva bulmuş olanlar… İnsan bazen duyunca içi burkuluyor.

Ama işin özü şu: Şişli’deki travesti hayatı, sıradan bir gece eğlencesi değil. Orada aşk da var, tutku da var, kahkaha da… Belki biraz gözyaşı, belki biraz gizem. İşte bütün bunlar birleşince, “İstanbul’un en tutkulu hikâyeleri” de tam buradan çıkıyor.

İlk Karşılaşma

O gece Şişli’de hava serindi ama sokaklar sıcacıktı. Kalabalık, müzik, ışıklar… Ben de tesadüfen bir arkadaşımın davetiyle küçük bir bara uğramıştım. İçeri girdiğimde herkes kendi dünyasında eğleniyordu. Gözüm bir an sahneye takıldı. Orada duran kişi öyle bir bakış attı ki, sanki kalabalığın ortasında sadece bana bakıyordu.

Samimi Bir Sohbet

İçkilerimizi alıp yan yana oturduk. İlk başta sıradan bir sohbetti; nerelisin, ne iş yapıyorsun gibi klasik sorular… Ama dakikalar ilerledikçe kelimeler daha derinleşti. O hayatından bahsederken yüzündeki hüzünlü tebessüm, bir anda tüm gürültünün önüne geçti. O an şunu düşündüm: bu şehirde herkesin bir sırrı var, bazıları sadece daha cesurca paylaşıyor.

Geceye Dair Tutku

Saat ilerledikçe sohbetimiz daha yakın, daha içten hale geldi. Kahkahalar, fısıldanan cümleler, bazen sadece bakışmak… O anlarda dışarıdaki dünyayı unuttum. Sanki Şişli’nin kalabalık sokakları bile sessizleşmişti. İçimde hem heyecan hem de garip bir huzur vardı.

Ayrılığın Zor Yanı

Sabaha karşı vedalaşmamız gerekti. Gözlerinde hem “gitme” isteği vardı hem de alışkanlıkla söylenmiş “kendine dikkat et” sözleri… O an içimde bir boşluk hissettim. Çünkü böyle anların tekrarı yoktu, yaşanıyor ve geride kalıyordu.

Geride Kalan İz

Şişli’de geçirdiğim o geceyi yıllar geçse de unutamıyorum. Belki de sıradan bir karşılaşmaydı, belki de sadece bir anıydı. Ama bana şunu öğretti: İstanbul’un en tutkulu hikâyeleri gerçekten de Şişli’nin ara sokaklarında saklıdır.

Soru: Şişli’de travesti olarak yaşamak nasıl bir his?

Yanıt: Şişli aslında çok farklı bir yer. Gündüz iş merkezleri, kafeler, koşuşturma… Ama gece olunca bambaşka bir yüzü var. Sokaklar daha özgür, insanlar daha cesur oluyor. Burada kendimi gizlemek zorunda hissetmiyorum. Kimliğimi rahatça yaşayabildiğim, nefes alabildiğim bir alan diyebilirim.

Soru: Şişli’de unutamadığın bir anını bizimle paylaşır mısın?

Yanıt: Bir gece küçük bir mekânda sahne alıyordum. İlk başta sadece eğlencelik bir performanstı. Ama izleyicilerden biri öyle dikkatle bakıyordu ki, şarkı boyunca sanki sadece ona söylüyormuşum gibi hissettim. Sonra kuliste yanıma geldi, teşekkür etti ve “Hayatımda bu kadar içten bakan birini görmedim” dedi. O söz, yıllardır aklımda. Çünkü bazen küçük bir an bile sana değerli hissettirebiliyor.

Soru: Travesti hayatı hep tutku ve eğlenceyle mi dolu?

Yanıt: Keşke öyle olsa… Eğlence var, kahkaha var ama bir de görünmeyen tarafı var: yalnızlık, dışlanma, bazen de korku. Şişli’de çoğu travesti hem kendine yeni bir hayat kuruyor hem de bir şekilde hayatta kalmaya çalışıyor. Ama bütün bunların içinde öyle yoğun anlar yaşıyorsun ki, tutkuya dönüşüyor. Yani hem acı hem zevk, ikisi bir arada.

Soru: Sence İstanbul’un en tutkulu hikâyeleri neden Şişli’den çıkıyor?

Yanıt: Çünkü burası bir sahne gibi. Herkes rolünü oynuyor ama bazı anlar var ki maske düşüyor. İşte o anlar, en gerçek, en tutkulu hikâyeleri ortaya çıkarıyor. Benim için Şişli, sadece bir semt değil; aşkın, arzunun, bazen de gözyaşının merkezi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir