O gece Şişli’nin sokaklarında amaçsızca yürüyordum. Havanın hafif serinliği, sokak lambalarının titrek ışığı, ve içimdeki tarifsiz boşluk… Ne tam bir yalnızlıktı hissettiğim, ne de bir arayış. Sadece bir “şey” olacaktı sanki. Bilmeden yürüdüm.
Bir sokak başında durdum. İçeriden loş bir ışık süzülüyordu. Bir pencerenin ardında silüet gibi beliren bir figür vardı. Zarif ama güçlü. Tam bakmaya çalışırken, o an kapı açıldı. Göz göze geldik. Ne konuşma, ne gülümseme… Sadece bir çağrı vardı bakışlarında. Sessiz ama çok açık.
Hiç tanımadığım bir kadındı. Ama kadın dediğime bakma, bir travestiydi. Bunu hem hissettim hem de sezdirdi zaten. Ama beni şaşırtan şey bu değildi. Şaşkınım çünkü hiç böyle içten bir davetle karşılaşmamıştım. Ne yargı vardı yüzünde, ne rol. Sadece “istersen gel” diyen bir sıcaklık.
İçeri girdim.
İlk birkaç saniye sessizlik… Kahve kokusu, bir parça tütsü ve loş bir lambanın altında yumuşak kanepe. Müzik çalmıyordu ama sessizlik bile sanki bir şarkı gibiydi.
Oturduk. “Adın ne?” dedi. Ses tonu sakindi ama gözleri dikkatliydi. Yanıtladım. Sonra onun adını sordum. Aylinmiş. “Gece olunca daha çok Aylin oluyorum,” dedi.
Bilmiyorum neden ama o an gülümsedim.
Zaman nasıl geçti anlamadım. Konuşmalarımızda çıplaklık yoktu belki ama bir tür soyunma vardı. Duyguların, korkuların, arzuların… Sanki yıllardır görmediğim bir parçamla tanışıyordum onun aynasında.
Dokunuşlar gecenin ilerleyen saatlerinde geldi. Ne aceleciydi ne de beklentili. O sadece oradaydı. Yanımda. Gerçek. Bir erkekten, bir kadından, bir travestiden öte… İnsan.
Sabah ezanı duyulduğunda hâlâ oradaydım. Vedalaşırken “Sana hiçbir şey vadetmedim ama bir şey verdim,” dedi.
Haklıydı. O gece içeri çekilen sadece bedenim değil, kalbim de olmuştu.
Ve hâlâ o sokaktan her geçişimde, o loş ışığı arıyorum.
Röportaj yapılan kişi: Elif (Şişli’de yaşayan 34 yaşında bir travesti)
Röportaj tarih: Mart 2025
Bugün Şişli’nin sokaklarını, gecenin en sakin saatlerinde kendine sahne yapan bir isimle konuşuyoruz. Onu gören unutamıyor, tanıyan anlatmıyor. Elif, bizimle ilk kez bu kadar açık konuştu.
Bu geceyi hiç unutmadım diyen birinden yola çıktık. Seni bulduk. O geceyi hatırlıyor musun?
Elbette. Şişli’de bazı geceler, havada bir şey olur. Tenin değil, ruhun bir şeylere açtır. O da öyle bir geceydi. Sokağın başında duruyordu. Ne aceleci, ne de ürkek. Sadece arayıştaydı. O an göz göze geldik ve ben sadece kapıyı araladım. Geri kalanı onun cesaretiydi.
Onu içeri çektiğini söylüyor. Bu planlı mıydı?
Hayır. Ben plan yapmam. O gece sadece hissettim. O gözlerde korkudan çok merak vardı. Ben kimseyi zorlamam. Sadece bir alan açarım. İçeri girmek ya da dönmek onların seçimi olur.
İçeri girdikten sonra neler oldu?
Kahve yaptım. Pek konuşmadık ilk başta. Sessizlik bazen en samimi şeydir. Aramızda görünmez bir bağ oluştu. Ne olduğunu tam olarak tanımlayamam ama her kelime, her dokunuş bir şey inşa etti. Sadece bedenler değil, duygular da soyundu o gece.
Travesti olduğunu fark ettiğini söyledi. Tepkisi nasıldı?
Şaşırmadı. Belki içinde bu karşılaşmaya hazırdı ama kendine itiraf etmemişti. Ben ona sadece dürüst oldum. Travesti olduğumu saklamam. Çünkü ben buyum. Ve o bunu kabul etti, sorgusuz.
O gece senin için özel miydi?
Evet. Çünkü o sadece tenime değil, ruhuma da dokundu. Her gece birini içeri almam. Ama onu aldım. Ve pişman değilim. Bazen kısa süreli karşılaşmalar uzun etkiler bırakır. O da öyleydi.
Sabah olduğunda?
Gözlerinde bir dinginlik vardı. Giderken teşekkür etti. Ama o teşekkür aslında bir veda gibiydi. Herkes hayatına döner. Ama bazı geceler, bazı insanlar sende iz bırakır. İşte o gece de öyle bir geceydi.
Bugün hâlâ hatırlıyor musun?
Her Şişli gecesinde… Her loş sokak lambasında onu görür gibi olurum. Ama biliyorum, bir gecelik bir hikâyeydi. Ve bazı hikâyeler tek gecede tamamlanır.