Şişli’yi anlatmak kolay değil; çünkü gündüz başka, gece bambaşka. Halaskargazi’den yürüyüp Bomonti’ye doğru süzüldüğünüzde, ışıklar birden değişir. Önce kalabalık, sonra müzik, derken bakışlar… Ve evet, kabul, insanın içini ısıtan o merak duygusu. “Burada ne oluyor?” diye sormadan edemiyorsun.
Aslında Şişli travestilerinin yarattığı hava biraz nehir gibi: bazen sakin, bazen dalgalı. Üstelik sohbetler öyle kuru değil; içten, hatta yer yer muzip. Bir kahveyle başlayan tanışma, bir anda geceye doğru uzuyor; sonra kendini ritme bırakıyorsun. “Tamam,” diyorsun, “burası başka.”
Diğer yandan Şişli’nin cazibesi yalnız erotizm değil, aynı zamanda güven ve saygı. Çünkü her köşe başında farklı bir hikâye var. Kurtuluş’a doğru yürürken —şöyle hafif rüzgâr, ince bir şarkı sızıyor pencereden— birden kapı aralığından gülüşmeler. Göz göze geliyorsun; o an fazla söze gerek yok. (Hani insanın kalbi bir tık hızlanır ya, öyle.)
Buna rağmen herkesin temposu aynı değil. Kimi hızlı, kimi yavaş akıyor. Dolayısıyla en güzeli, kendini zorlamadan akışa bırakmak. “Bi’ dakika,” diyorsun bazen, “şimdi nereye?” Sonra bir bardak daha, iki kelime daha; nihayet gece kendi cevabını veriyor.
Ayrıca şunu da söyleyeyim: Şişli’de tanıştığın çoğu insan, ilk beş dakikada “yabancı” hissettirmiyor. Yine de kurallar basit; saygı, açık iletişim, net sınırlar. Böylece herkes rahat ediyor. Küçük bir jest, kısa bir teşekkür… En sonunda aklında kalan şey genelde şehvet değil; anın sıcaklığı. (Evet evet, biraz duygusala bağladım, kabul.)
Sonuç olarak Avrupa Yakası’nda tutku arayanın yolu bir şekilde Şişli’ye düşüyor. Ve belki de olması gereken de bu: Şehir büyüyor, biz değişiyoruz, anılar birikiyor. Kısacası Şişli, sadece bir semt değil; bazen sakince akan, bazen coşup taşan bir nehir. Gidip bir kenarında otur, dinle. Belki “aradığım tam da buydu” dersin—ya da “değil de… başka bir gün,” kim bilir?
1. İlk Adım: Şişli Sokaklarında Merak
O gece, elimde hiçbir plan olmadan Şişli’nin ara sokaklarına daldım. Neon ışıklar altında yürürken, içimde hem bir heyecan hem de belirsizlik vardı. “Acaba neyle karşılaşacağım?” diye düşündüm.
2. Beklenmedik Bir Karşılaşma
Köşe başındaki küçük kafede otururken göz göze geldik. Travesti arkadaşımın bakışı, sıradan bir selamdan çok daha fazlasını anlatıyordu. Masum bir tebessüm, ama altında saklı bir çağrı vardı.
3. Sohbetin Erotizme Dönüşü
Başta sıradan cümleler kurduk; kahveden, müzikten, şehirden… Ama her kelime bir adım daha ileriye taşıyordu bizi. Ses tonu yumuşadıkça, sohbetin havası erotizme doğru kayıyordu. Fark ettirmeden, kalpler hızlanmıştı bile.
4. Geceyi Saran Tutku
Birlikte Şişli sokaklarında yürürken, her adımda şehir daha sessizleşiyor gibiydi. Sokak lambalarının altında, o akışkan atmosferin içine kapıldık. Bir nehir gibi… Bizi nereye götüreceğini bilmeden, sadece akışına bıraktık kendimizi.
5. Sabahın İlk Işıkları
Gözlerimizi yorgun ama mutlu açtık. O geceden geriye kalan, sadece erotizmin izleri değil; aynı zamanda güven, samimiyet ve paylaşılmış bir sır vardı. Şişli’nin travesti dünyası bana hiç unutamayacağım bir hikâye bırakmıştı.