Bir arkadaşımın tavsiyesiyle, kimsenin bilmediği ama bilenlerin bir daha vazgeçemediği bir mekâna adım attım. Kapıdan içeri girdiğim an, ağır ama baş döndürücü bir parfüm kokusu karşıma çıktı. Işıklar loştu, müzikse kalbimin ritmini hızlandıracak kadar yoğundu. Ve işte oradaydılar… Avrupa Yakası’nın güzelleri, kendine güvenen bakışları ve kıvrak danslarıyla adeta sahnenin değil, tüm gecenin sahibi gibiydiler.
Göz göze geldiğimizde, bakışlarında hem davetkâr hem de tehlikeli bir sıcaklık vardı. Yanıma yaklaşan, ince parmaklarıyla koluma hafifçe dokunan bir ses, kulağıma “Bu gece uzun olacak…” diye fısıldadı. O an anladım ki sıradan bir gece değil, hafızama kazınacak bir macera başlıyordu.
Saatler ilerledikçe sohbetler derinleşti, kahkahalar daha samimi hale geldi. Bazen dans pistinde ritme kapıldık, bazen köşedeki masada birbirimizin cümlelerine gömüldük. Sanki İstanbul’un gürültüsü, dışarıdaki dünya tamamen kaybolmuştu.
Sabaha karşı, günün ilk ışıkları perde aralarından süzülürken, hâlâ oradaydık. Ne yorgunluk vardı ne de biten bir enerji… Sadece o anın büyüsü, dokunuşların sıcaklığı ve dudaklardan dökülen yavaş cümleler. Avrupa Yakası travestileriyle yaşadığım bu gece, bir şehir efsanesinden çok, kendi hikâyemin en unutulmaz satırlarından biri oldu.
Loş Işıkların Altında İlk Temas
Kapıdan girdiğimde beni karşılayan ilk şey, loş ışıkların altında yavaşça süzülen bedenlerdi. Bir yandan müziğin ritmi, diğer yandan gözlerdeki ışıltı beni içine çekti. Yanıma gelen uzun saçlı, kırmızı dudaklı bir travesti, bana hafifçe gülümseyerek “Burada kurallar yok, sadece hisler var” dedi. O an, geceye teslim oldum.
Dans Pistinde Yakınlaşma
Müziğin temposu yükseldikçe mesafeler azaldı. Dans ederken belime dolanan eller, boynuma yaklaşan sıcak nefes, kalp atışlarımı hızlandırdı. Etraf kalabalıktı ama biz sanki kendi dünyamızdaydık. O an, zamanın sadece ikimiz için aktığını hissettim.
Yasak Cümleler, Sessiz Dokunuşlar
Kalabalığın arasından uzaklaşıp, köşedeki loş bir masaya oturduk. Konuşmalarımızda hafif bir oyun, bakışlarımızda ise açık bir davet vardı. Parmak uçlarıyla elimdeki bardağa dokunması bile içimde kıvılcımlar yakıyordu. Her cümle biraz daha yakınlaştırıyor, her gülüş biraz daha cesaretlendiriyordu.
Gecenin Doruk Noktası
Saat ilerledikçe müzik yavaşladı ama hislerimiz tam tersine güçlendi. Onunla birlikte çıktığımız balkon, sessiz bir sahne gibiydi. Şehrin ışıkları ayaklarımızın altındaydı, ama gözlerimiz birbirinden ayrılmıyordu. O geceyi sadece konuşarak değil, dokunarak, hissederek yaşadık.
Sabaha Karşı
Gün doğmaya yaklaşırken hâlâ yan yanaydık. Perdelerden süzülen ilk ışık, tenimize hafifçe değdi. Dışarıdaki hayat başlamıştı ama bizim gecemiz bitmemişti. İçimde hem huzur hem de hâlâ devam eden bir tutku vardı.
Sonsuz Gibi Gelen Bir Gece
Avrupa Yakası travestileriyle geçen bu gece, bir gece kulübü anısından çok daha fazlasıydı. Tutkunun, samimiyetin ve cesaretin birleştiği, zamanın unutturulduğu bir deneyimdi. Ve biliyordum ki bu, son olmayacaktı…
Avrupa Yakası Travestileriyle Sabaha Kadar Bitmeyen Tutku
Röportaj: İstanbul’un Gece Hayatına Farklı Bir Pencereden Bakış
İstanbul’un Avrupa Yakası, gece hayatıyla ünlü. Ancak bu gece hayatının içinde, çoğu kişinin yakından tanımadığı ama tanıdığında bir daha unutamadığı bir topluluk var: Travestiler. Biz de, bu hayatın içinden üç isimle bir araya geldik ve geceyi, tutkuyu, dostluğu konuştuk.
“Gece Bizim için Bir Sahne” – Selin, 32
Soru: Gece hayatı senin için ne ifade ediyor?
Selin: Bizim için gece, özgürlük demek. Burada kendimiz olabiliyoruz, kimsenin bakışlarından çekinmeden dans edebiliyoruz. İnsanlar sahneye baktığında sadece eğlenen birini görüyor ama o an, benim tüm gün yaşadığım stresin, baskının da dışa vurumu oluyor.
Soru: Peki seni bu dünyada tutan şey ne?
Selin: İnsanların samimiyeti. Burada sahici gülüşler var, gerçek dokunuşlar var. Bazen sabaha kadar dans ediyoruz, bazen sadece oturup dertleşiyoruz.
“Tutku, Yalnızca Romantik Değildir” – Derya, 28
Soru: Başlıktaki gibi, sabaha kadar bitmeyen bir tutku gerçekten var mı?
Derya: Kesinlikle var. Ama bu sadece romantik ya da erotik bir tutku değil. Hayata, özgürlüğe, kendini ifade etmeye olan bir tutku bu. Bazen bir gecede onlarca farklı insan tanıyoruz ve her biri hayatımıza başka bir renk katıyor.
Soru: Geceyi özel yapan ne?
Derya: İnsanların maskelerini çıkarması. Gecenin ilerleyen saatlerinde herkes daha samimi, daha kırılgan oluyor. İşte o anlarda kurulan bağlar çok kıymetli.
“Bizi Tanıyan, Ön Yargılarını Geride Bırakıyor” – Asya, 35
Soru: Avrupa Yakası’nda travesti olarak yaşamak nasıl bir deneyim?
Asya: Zor yanları da var, güzel yanları da. Ama geceleri dışarı çıktığımızda, kendimizi bulduğumuz bir alan oluyor burası. İnsanlar bizi tanıdıkça önyargıların ne kadar boş olduğunu anlıyor.
Soru: Bu geceyi hiç bilmeyen birine nasıl anlatırsın?
Asya: Bir kere geldin mi, o enerjiyi hissediyorsun. Müzik, sohbet, dostluk… Sabaha kadar süren bir yaşam sevinci var burada.